Raptor'un kaleminden SM4S (Saha-Masa-Masa-Masa-Masa-Saha)
9 aydır devam eden Trablus kuşatması, tarafları ne kadar yıpratsada yeni aktörlerin ve güç çarpanlarının terazinin kefelerine eklenmesi ile işin içinden çıkılmaz bir hal almasına sebep oldu. Hafter her ne kadar Trablus merkezine yaklaşsada kritik eşiği geçememesi ve büyük dirençle karşılaşması onu farklı yollar aramaya itti. UMH'nin elinde bulunan 3 büyük şehirden biri olan Sirte, kabileler ile yapılan görüşmeler baskılar sonucu oldu bittiye getirilerek Hafter hakimiyeti altına girdi. Sirte'den durumun yarattığı vehametle yola çıkıp Misrata'yı kuşatma altına almayı düşünen Hafter birliği, bölgede HSS açığından yararlanan UMH hava unsurları tarafından imha edildi. Zor durumda kalan Hafter birliklerine, Sirte'de bulunan birlikler ve ikmal araçları takviye amaçlı batıya gönderilsede, aynı akıbeti paylaşmak durumunda kaldılar ve imha edildiler. Misrata'ya doğru ilerlemeye çalışan Hafter birliklerinin durdurulması, aşağı yukarı bir sınırın belirlenmesi bu bölgede durumu sabitlemiş oldu. Genel itibariyle temas hatlarında denge olması, terazinin bir kefesinin daha ağır basması için arayışlara çıkılmasına yol açtı.
12 Ocak saat 00.00 itibariyle, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Putin'in girişimiyle ateşkes ilan edilmesi kararlaştırıldı. UMH tarafı ateşkese olumlu yaklaşırken, Hafter tarafından o an için net bir açıklama gelmedi. 11 Ocak günü Trablus güneyinde yaşanan çatışmalarda ağır kayıplar verip kısmi geri çekilen Hafter, ateşkesin başlamasına kısa bir süre kala ateşkese uyacağını açıkladı. Sahada kısmi ihlaller olsada, Moskova'da tarafların toplanacağı ortam oluşturulması sağlanmış oldu. 13 Ocak tarihinde Moskovada yürütülen görüşme trafiği olumlu sonuçlar vereceği yansıtıldı. UMH tarafı her ne kadar ateşkes anlaşmasını imzalasada, Hafter tarafının BAE temsilcisi baskısıyla imza atmadan Moskovadan ayrılmasına yol açtı. Her ne kadar Tobruk tarafı imza atmak için 2 gün müsade istemiş olsada, Berlin konferansı ve sonrasıda dahil olmak üzere ateşkes anlaşması imzalanmadı ve ateşkes sözde kalmış oldu.
19 Ocak'ta Almanyanın başkenti Berlinde geniş ölçekli katılımla "Libya" başlıklı Moskovanın akabinde toplantı yapıldı. Berlin Konferansının sonuç bildirisine bakarsak zamana yayılmış bir süreç olduğu, bazı devletlerin istediğinin aksine AB bünyesinde değil BM bünyesinde sürecin devam edeceği ortaya cıkmış oldu.
Diplomasi Moskova-Berlin ekseninde çalışırken, tüm dikkatlerin Libya üzerinden başka noktalara kaymasına neden oldu. Bir taraftan çözüm aranırken taraflar sahada ellerini güçlendirmek adına bir takım adımlar atıldı. Moskovadan BAE etkisiyle apar topar ayrılan Hafter tarafı, bunun ödülü olarak 22 kargo uçağı ile Hava Savunma Sistemleri, araçlar, savaş uçağı, helikopter, paralı askerler, mühimmat ve tanklar BAE'ye bağlı subaylar ile bu sistemleri teslim aldı. Mısır sınırından ise araç takviyesi sürerken, Şam-Bingazi arası mekik dokuyan uçaklarla milis desteği almayada devam ediyor. Libya'nın doğusundan Sirte ve Trablus hattına çok sayıda takviye birlik gönderen Tobruk ordusu, Berlin konferansına katılmadan Trablusun düşeceği hedefine ulaşamasada, ateşkesin bozulması durumunda şehri almak için hazırlıklarını sürdürüyor.
Hafter tarafında ise işler biraz farklı yürüyor. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin tam desteğini alan UMH, birliklerinin idaresinin büyük çoğunluğunu kurulan operasyon odasına bıraktı. Silah ve mühimmat desteğine devam edildi. UMH'nin başına bela olan Hafter, Mısır ve BAE hava unsurlarını engellemek amacıyla Trablus Mitiga Havaalanına Hawk Orta İrtifa HSS ve Korkut alçak irtifa HSS sevk edildi. Şuanlık sadece söylenti olarak kalsada Elektronik Harp sistemlerininde sevk edildiği aktarılıyor.
Libya'da Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından kurulan operasyon odası direktifinde Türk subayları tarafından UMH ordusunda düzenlemeler yapılarak temas hatlarına uygun şekilde yerleşmeleri sağlandı. Sahanın gereklerine uygun şekilde yapılan düzenlemeler ışığında bazı birlikler cephe gerisine çekilerek eğitime alındı. Kısa vadede eğitim ihtiyacı olan tüm askerlerin eksikleri Türk subayları tarafından tamamlanacağı düşünülmekte.
Bir yandan Türk askerlerinin intikali ve saha koordinasyonu devam ederken, bir yandan da Suriye'de Türk subayları tarafından eğitilen Türkmen askerlerin Libya'ya intikali devam ediyor. Bir kısmı Türk birliklerine çeviri desteği sağlamak üzere bölgede bulunurken, bir kısım askerin ise Suriye de girilen çatışmalarda anti-tank kullanım kabiliyeti ve deneyiminden ötürü temas hatlarına intikal ettiği aktarılmakta. Sahada son günlerde görülen normal sayının üzerinde anti-tank sistemi bu tanımlamayı kanıtlar nitelikte. 20 Ocak Pazartesi günü Trablus güneyinde UMH birlikleri tarafından anti-tank füzesiyle imha edilen 2 Hafter tankı da, cabası.
Not: Saha ile ilgili bilgiler tamamen saha kaynaklarından alınmış olup resmi bir karşılığı bulunmamaktadır.